BM Genel Sekreteri Guterres, Gazze'deki Filistinlilerin, bu çatışmanın en acımasız evresini yaşadıklarını vurguladı.

İsrail'in, yaklaşık 80 gün boyunca hayat kurtarıcı nitelikteki uluslararası yardımların girişini engellediğini hatırlatan Guterres, "Dünyanın önde gelen açlık değerlendirmesinin ortaya koyduğu üzere, Gazze nüfusunun tamamı kıtlık riskiyle karşı karşıya. Aileler aç bırakılıyor ve en temel ihtiyaçlardan bile mahrum bırakılıyorlar. Tüm dünya izliyor. İsrail'in uluslararası insancıl hukuka göre açık yükümlülükleri bulunmaktadır. Sivil halka insanca davranmalı, onların doğuştan sahip oldukları onurlarına saygı göstermelidir. İşgalci güç olarak ihtiyaç duyulan yardıma izin vermeyi ve kolaylaştırmayı kabul etmelidir." dedi.

Gıda kolileri ve buğday ununu doğrudan ihtiyaç sahiplerine dağıtılması engellenmeye devam ederse, BM çalışanlarının hayatlarının da riske gireceğine dikkat çeken Guterres şunları kaydetti:

"Bunlar olmadan, hukukun üstünlüğünün olmaması, aylarca süren ablukanın ardından çaresiz bir halkın varlığı ve ülkeye yeterli miktarda malzeme girmemesi nedeniyle, güvenlik olayları ve yağma riski yüksek olmaya devam ediyor. Bugün Gazze'nin yüzde 80'i ya İsrail tarafından militarize edilmiş bölge ilan edilmiş ya da insanların burayı terk etmesi emredilmiş bir alan haline gelmiştir. Başka bir deyişle, Gazze topraklarının beşte dördü Gazze halkı için yasak bölgedir. Dolayısıyla, belirli bir anda kaç kamyonun bulunduğuna dair soruların ötesinde, büyük resme odaklanmak önemlidir. Ve büyük resim, hızlı, güvenilir, emniyetli ve sürdürülebilir yardım erişimi olmadan daha fazla insanın öleceği ve bunun tüm nüfus üzerindeki uzun vadeli sonuçlarının ağır olacağıdır.

Guterres, BM'nin, uluslararası hukuka, insanlık, tarafsızlık, bağımsızlık ve tarafsızlık gibi insani ilkelere saygı göstermeyen hiçbir düzenlemenin parçası olmayacağını belirtti.