Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 23 Mart 2013’de Moskova Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada “İnsanlığın kader birliği” kavramını ilk kez ortaya koydu ve “dünyanın nereye gideceği ve insanlığın geleceğine” dair soruyu yanıtladı. Birçok değişiklik ve karmaşık sınamaların yaşandığı dünyada, Xi Jinping, Çin kültürünün bilgeliğini özetleyerek “İnsanlığın kader birliği” kavramını ortaya koydu. Geleneksel Çin kültürü, “İnsanlığın kader birliği” kavramının temelini oluşturdu.

Geçen yıllarda “İnsanlığın kader birliği” kavramı uluslararası topluma sürekli olumlu bir enerji katarak insanlığın geleceğine yön verdi.

Xi Jinping’in öne sürdüğü “İnsanlığın kader birliği” kavramı uzun bir geçmişe sahip olan Çin’in geleneksel kültüründen ilham alıyor ve zengin bir kültürel anlam taşıyor. “İnsanlığın kader birliği” kavramı aynı zamanda Xi Jinping’in geleneksel Çin kültürüne verdiği önemi de yansıtıyor.

Xi Jinping bir yılda üç kez Konfüçyüs kültürüyle yakınlaştı

2013 yılının sonunda Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Konfüçyüs Konağı ve Konfüçyüs Enstitüsü'nü incelemek için Konfüçyüs'ün memleketi ve Konfüçyüs felsefesinin doğum yeri olan Shandong eyaletindeki Qufu’ya özel bir gezi düzenledi. Akademisyenler ile sohbet eden Xi Jinping, geleneksel kültürün gerçek ruhunun modern bir ifadeyle devam ettirilmesi ve geleneksel kültürün günümüzde daha çok rol almasının sağlanması gerektiğini belirtti.

4 Mayıs 2014’te Xi Jinping, 87 yaşındaki ünlü filozof Prof. Tang Yijie’yi özel olarak ziyaret etti. Xi Jinping, Konfüçyüs'ün Temel İlkeleri adlı kitap hakkında bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Xi, “Bu çok anlamlı bir iş, zira Çin medeniyetinin devam ettirilmesi sağlandı. Bay Tang buna büyük katkı yaptı.” dedi.

24 Eylül 2014'te Xi Jinping, Konfüçyüs'ün 2565. yıl dönümü anısına düzenlenen uluslararası akademik seminere katıldı ve bir konuşma yaptı. Üst düzey bir devlet liderinin Konfüçyüs'ün doğumuyla ilgili uluslararası bir sempozyuma ilk kez katılması ve hitap etmesi dikkat çekti.

“İnsanlığın kader birliği” kavramı geleneksel Çin kültürünün günümüzdeki devamıdır

Xi Jinping, yönetişimin özünü Konfüçyüsçülük de dahil olmak üzere seçkin Çin geleneksel kültüründen aldı, aynı zamanda dünya çapındaki sorunlara karşı Konfüçyüsçülük’te çözümler buldu. Konfüçyüsçülük vb. Çin'in geleneksel kültürü, çağdaş insanların karşılaştığı sorunları çözmek için önemli aydınlanmalar sunuyor.

“Konfüçyüs'ün Analektleri”nde Xi Jinping şöyle konuştu:

“Geleceğin önünü ancak tarihi unutamadığımızda açabiliriz. Ancak miras almada usta olduğumuzda yenilik yapabiliriz. Güzel geleneksel kültür, bir ülkenin veya ulusun mirasının ve gelişiminin temel unsurudur. Onu kaybetmek, ülkenin veya ulusun manevi hayat damarlarının kesilmesine neden olur. ”

“İnsanlığın kader birliği” kavramı, Xi Jinping’in dış ilişkilere yaklaşımının da esaslarından biridir. Bu kavram ayrıca, antik Çin’de Konfüçyüsçülerin "Dünya barışçıl bir aile gibi olmalıdır" kavramını tarih ve değer bakımından birbirine bağladı.

Xi Jinping, “İnsanlık için ortak kader birliğini oluşturmak, dünya halkının geleceğidir. Herkes barış içinde yaşayabilir, tüm ülkeler çatışmadan uyum içinde bulunabilir. Dünya ülkeleri sadece barış içinde bir arada yaşayarak ortak ve kazan-kazana dayalı kalkınmayla uzun vadeli istikrar sağlayabilir ve güvenliği teminat altına alabilir.” dedi.