CGTN Türk Muhabiri Zülal Çelik; Kuzeydoğu'nun işgali dönemine ait Liaoyuan Madenci Mezarlığı müzesi, işgalin sıradan insanlar üzerindeki korkunç etkisinin en somut kanıtlarını barındırıyor. Müze, 200'den fazla fotoğraf ve 70'ten fazla eserle, Japon işgalcilerin kömür kaynaklarını yağmaladığını ve Çinli madencileri insanlık dışı koşullarda, çok düşük ücretlerle zorla çalıştırıp topluca katlettiğini gözler önüne seriyor.

Müzenin en dokunaklı ve sarsıcı bölümü ise anıt alanı. Bu alanda, Japon işgali sırasında zorla çalıştırılıp yaşamını yitiren sayısız madencinin kemikleri sergileniyor. Eserler arasında yer alan Niu Shiqing'in çalışma bileti ve dev maden ekipmanları, sömürü sistemi gözler önüne sererken, müze aynı zamanda Japonya'nın sömürge yönetiminin çıplak gerçekliğini ortaya koyuyor.

Diğer bir önemli alan olan Liaoyuan Şehri II. Dünya Savaşı Müttefik Üst Düzey Savaş Esirleri Kampı müzesi ise 2015'ten bu yana ziyarete açık. Kamp, ABD Korgenerali Jonathan Wainwright ve İngiliz Korgenerali Arthur Percival gibi üst düzey müttefik subayların tutulduğu yer olarak biliniyor.

400'den fazla eser, korunmuş bodrumlar ve tünellerle savaşın koşullarını sergileyen müze, aynı zamanda modern teknolojilerle esir komutanların psikolojik mücadelelerini canlandırıyor.

İki müzenin anlattığı, esir komutanların trajedisi ve binlerce madencinin acımasızca katledilmesi gibi zıt ama birbirini tamamlayan hikayeler, Çin Halkı'nın Direniş Savaşı ve Faşizme Karşı Zafer'in 80. yıl dönümünde daha da büyük bir anlam kazanıyor. Liaoyuan’daki bu anıt alanları ve sergiler, sadece Doğu Cephesi'ndeki çatışmaların birer tanığı değil, aynı zamanda modern dünyayı tehdit eden her türlü zorbalığa karşı birer uyarı niteliği taşıyor. Bu müzeler, tarihi anlama ve barışı koruma sorumluluğunu gelecek nesillere aktarıyor.